İlk bilgisayar kaç GB ?

SanatAsigi

Administrator
Yetkili
Admin
**İlk Bilgisayar Ne Kadar GB'dı? Teknolojinin Evreleri Üzerine Bir Bakış**

Merhaba sevgili forum üyeleri,

Bugün hepimizin çok aşina olduğu ama belki de üzerinde fazla düşünmediği bir soruya odaklanalım: *İlk bilgisayar ne kadar GB'ye sahipti?* Bu soruyu sorarken, 1980’lerin başında bile bir "MB" (Megabayt) teriminin bile lüks sayıldığı günlerden bugüne nasıl geldiğimizi bir gözden geçirelim. Eğer teknoloji ve bilgisayarlar üzerine sohbet etmeyi seviyorsanız, bu yazı tam size göre. Hem biraz nostalji yapacağız hem de günümüzün devasa bilgisayar dünyasının nasıl şekillendiğini anlamaya çalışacağız.

**İlk Bilgisayarlar: "Büyük" Ama "Küçük" Hafıza Kapasiteleri**

Hafıza konusu, ilk bilgisayarların en ilginç ve şaşırtıcı yönlerinden biri. Bugün, elimizdeki telefonlardan bile terabaytlarca veri saklama kapasitesine sahipken, ilk bilgisayarların "hafıza" kapasitesinin neredeyse "sıfır" olduğunu söylemek yanlış olmaz. İlk bilgisayarların hafızaları, çok sınırlıydı.

Örneğin, 1940'ların sonunda geliştirilen ENIAC (Electronic Numerical Integrator and Computer) adlı bilgisayar, tarihsel olarak ilk modern bilgisayarlardan biri olarak kabul ediliyor. ENIAC'ın bellek kapasitesi, sadece birkaç yüz kelime kapasitesindeydi! Bu, kelimelerin veya sayısal değerlerin, son derece düşük kapasiteye sahip fiziksel bir bellekte tutulması anlamına geliyordu.

Bir başka erken dönemin bilgisayarı olan *Colossus* da hafıza açısından oldukça sınırlıydı. Bu bilgisayar, II. Dünya Savaşı sırasında şifre çözme amacıyla kullanılmış ve yaklaşık 2,5 tonluk büyüklüğünde bir makineydi. Ancak, Colossus'un hafıza kapasitesi sadece 5 MB civarındaydı. Evet, doğru duydunuz, sadece 5 MB!

**Hafıza Kapasitesindeki Evreler: MB'den GB'ye Geçiş**

1990'lar, bilgisayarlar için hafıza kapasitesinde büyük bir sıçramanın yaşandığı yıllar oldu. Özellikle masaüstü bilgisayarlar, bu dönemde 1-2 GB'lık hard disklerle kullanılabilir hale gelmeye başladı. 1980’lerde, ilk kişisel bilgisayarlar, örneğin IBM PC, 10 MB’lık sabit disklerle donatılmıştı. Hani bugün, bir fotoğraf bile birkaç megabayt boyutunda olabilirken, o zamanlar tüm bilgisayarın sabit disk kapasitesi bu kadar küçüktü!

Yine de, bu kadar küçük kapasite bile o dönemin kullanıcıları için devrim niteliğindeydi. Bilgisayarlar, daha önce hayal bile edilemeyecek kadar fazla sayıda hesaplamayı ve veriyi işleyebiliyordu. 90’lar boyunca, IBM'in 10 MB’lık sabit diskleri hızla 100 MB’lık, 1 GB’lık ve hatta 2 GB’lık kapasitelere evrildi. Ancak, bunlar hala bugünkü telefonlarımıza bile sığacak verilerin çok küçük bir kısmını taşıyabilen sistemlerdi.

**Bugünkü Bilgisayarlar: GB'den TB'ye Geçiş**

Günümüzde, artık bir bilgisayarın hafızasının sadece birkaç gigabaytla ifade edilmesi neredeyse komik geliyor. 1 TB’lık sabit diskler veya SSD’ler (katı hal sürücüleri) artık standart hale gelmişken, bireysel kullanıcılara yönelik bilgisayarlar, genellikle 8 GB ile 32 GB arasında RAM kapasitesine sahip oluyor. Bu, donanım açısından inanılmaz bir gelişim.

Sadece son 20 yılda, bilgisayarların işlemci hızları ve belleği neredeyse 100 kat arttı. Hatta, büyük veri, yapay zeka (AI) gibi modern teknolojilerin gelişimiyle birlikte, 1 TB’dan çok daha büyük veri kapasiteleri, veri merkezlerinde kullanılmaya başlandı. Örneğin, günümüzde bazı şirketler, petabaytlarca veri saklayabiliyor.

**Erkeklerin Bakış Açısı: Pratik ve Sonuç Odaklı Yaklaşım**

Erkekler genellikle teknolojiyi, daha çok pratik ve çözüm odaklı bir bakış açısıyla ele alırlar. Bu bağlamda, ilk bilgisayarların düşük kapasitesini değerlendirdiklerinde, bu durumun oldukça ilginç olduğunu düşünebilirler. Ancak, daha çok ilerlemeye odaklanırlar. *"Evet, bu bilgisayarlar çok sınırlıydı, ama bugün neredeyiz?"* sorusu, genellikle erkeklerin teknolojiye bakış açısında öne çıkar. Eski donanımların eksikliklerini anlamak, ancak o teknolojinin evrimleşmesine odaklanmak, genelde erkeklerin bu alandaki yaklaşımıdır.

Erkeklerin, eski bilgisayarların kısıtlı hafıza kapasitesini küçümsemesi veya "yetersiz" bulması olasıdır. Ancak, çoğunlukla bu dönemdeki yenilikleri ve ilerlemeyi daha çok takdir ederler. O yıllardaki kısıtlamaların, bugünkü teknolojilere nasıl ilham kaynağı olduğunu anlamak önemli.

**Kadınların Bakış Açısı: Sosyal ve Duygusal Etkiler Üzerine Düşünceler**

Kadınlar, genellikle teknolojiye yaklaşırken sosyal etkiler ve toplumsal bağlam üzerinden düşünmeyi tercih ederler. İlk bilgisayarların düşük hafıza kapasitesine baktıklarında, bu durumun toplumsal eşitsizlik ve gelişim fırsatları açısından nasıl bir anlam taşıdığını sorgulama eğilimindedirler. Eski bilgisayarların sınırlı kapasitesine dikkat çekerken, bazen toplumsal cinsiyet farklarının da bir yansıması olarak bu teknolojilerin evrimine dair duygusal bir bakış açısı geliştirebilirler.

Kadınlar, teknolojinin toplumu dönüştürme gücüne sahip olduğunun farkındadır. Ancak, aynı zamanda bu gelişmelerin sadece pratik değil, toplumsal etkileri üzerinde de dururlar. "Eski bilgisayarlar bu kadar sınırlıydı, ama şimdi büyük veri ile her şey değişiyor," düşüncesi, kadının teknolojiyi sadece teknik bir araç olarak değil, aynı zamanda insan hayatına dokunan bir olgu olarak ele almasını sağlar.

**Sonuç Olarak: Bilgisayarların Hafızası, Toplumun İlerlemesinin Aynası Mı?**

Sonuç olarak, ilk bilgisayarların hafıza kapasiteleri, zamanla büyük bir evrim geçirdi ve bugün çok daha gelişmiş sistemler kullanılıyor. Bu, teknoloji dünyasındaki muazzam değişimi gözler önüne seriyor. Peki, bu hızlı ilerleme sadece teknik bir başarı mı? Yoksa toplumda bir değişim ve dönüşüm anlamına mı geliyor?

*Bilgisayarlar bugünkü hafızalarına nasıl ulaştı ve bu değişim, toplumun yaşam biçimini nasıl dönüştürdü?*

*Kadınların sosyal etkiler üzerine düşünmesi ile erkeklerin pratik sonuçlara odaklanmasının, bu teknolojik gelişmelere nasıl bir katkısı oldu?*

Hepinizi bu sorularla tartışmaya davet ediyorum! Yorumlarınızı bekliyorum.
 
Üst