Türkiyedeki orjinal Hünkariler

Felaket

New member
TÜRKİYE’DE ORİJİNAL FRİLL’LERİ GÖRDÜK American Pigeon Journal magazininin 1979 Eylül sayısında 1978 yılının Ekim ve Kasım aylarında Türkiye’ye ziyaretimizi ve özelliklede orada gördüğümüz keskin vurucu yada dalıcı ırk kuşları anlattık. Şimdi orda gördüğümüz başka bir güvercin türünden bahsetmek istiyoruz – bizim genelde Frill (göğüs gülü) diye andığımız, Satinett lerin dahil olduğu ve Owl, Turbit gibi kısa gagalı ırklarında içinde bulunduğu grup. Türkiye tarihi bir ülke ve bu tür ırkların geçmişinde üstün bir yere sahip. Bu ırkların, özellikle Avrupalı ve Amerikalı ellerin değmemiş olduğu atalarını orada görme imkanımız oldu. Türklerin ve bizim kuşlara bakış açımız arasındaki farkı bir kere daha dile getirmek istiyoruz. Türkiye’deki güvercin yetiştiricileri organize değiller – Klüpler, showlar, magazinler, kitaplar yok ve onların en büyük ilgileri kuşları izlemek, özelliklede uçuşlarını. Çeşitli güvercin ırkları uçuş sitilleri, renkleri ve görünüşleri dolayısıyla adlandırılmış fakat isimler bizim verdiğimiz isimlerle aynı değil. Gelenek olağanüstü kuvvetli burada. Genelde pür ırklar tercih edilsede bazı kırmalar yapılıyor ve bu bir suç olarak görülmüyor ki bir ırkta bir çok farklılığa rastlanılabiliyor. Dört haftalık Türkiye seyahatimizde tahminen bir çok önemli yeri ve kişileri göremedik fakat geneli iyi temsil eden bir kısımı izlemiş olduk. Bu arada bize dil sorunumuzda büyük yardımları olan rehberlerimize olan minnettarlık borcumuzdanda bahsetmeden edemiyeceğim. Bunun yanında gördüğümüz yetiştiricilerde bize karşı haddinden fazla kibarlık ve yardımseverlik gösterdiler. Hatta, yüksek değerde ender güvercinleri bizlere hediye ettiyselerde kabul edemedik. İzlenimlerimizi gezdiğimiz şehirlerin sırasıyla anlatalım. İlk şehir Ankaraydı, Türkiye’nin başkenti, cıvıl cıvıl bir metropolis. Burda hayvanat bahçesi müdüründen başka güvercinlerle ilgili birisiyle görüşemedik. Sayın Müdür Haki Şemsettinoğlu bir çok Türk güvercin ırkını farklı kafeslerde bizim için sergilemişti. Bağdatlardan çeşitli dewlap ırklarına, değişik taklacı/makaracı ırklardan göğsü güllü ırklara kadar herşey vardı. Göğsü güllü ırklardan kubbeli isimli olanı bizim Turbiteen olarak bildiğimiz ırkın eski usül orta kısalıkta gagalı ve kara kanatlı olanlarındandı. Bazıları tepesizdi. Nevşehir’de, Orta Anadolu, kimi ziyaret ettiğimizi tahmin edin, bölge genel emniyet müdürü sayın Kazım Kardeş. Bu güler yüzlü yetiştirici kuşlarını ofisinin bütün şehri gören damındaki veranda da tutuyor. Kuşların çoğu taklaydı. Fakat Urfa (Çiçi) diye isimlendirilen beyaz yüksek uçan ve posta gibi evine sadık olan kuşlarda vardı. Bu kuşları fazla yakından göremedik ama göğüsleri güllüydü.Konya’da, Orta Anadolu’nun güneyinde, bu beyazlara benzer beyaz ve alacalı kuşlara rastladık. Bu kuşlarda göğüs gülü yoktu fakat bu özelliğin dışında Owl ve Turbiteen lere bayağı benziyorlardı. Sayın Mehmet Ali Gürel taklalarının bulunduğu bayağı büyük olan salmasının ikinci katını bu ırka ayırmıştı. Bu kısa gagalı kuşların hepsi kısa paçalı, beyaz gözlü ve hiçbirinde tepe yoktu. Sayın Gürel bu kuşlar için Taklambaç ismini kullandı. Bu isimlendirme bir çeşit takla atma kabiliyetini göstersede kuşları uçarken izleme fırsatımız olmadı. Sayın Muzaffer Öztermiyeci kuşlarının bazılarını uçurdu ve bazen bütün gece uçtuklarını anlattı. Kuşların sinekten inmelerini izlemeye zamanımız müsait olmadı. Güney Türkiye’de çok az sayıda göğsü güllü kuş gördük. Adana’da, büyük bir şehir, Adana Dewlapları inanılmıyacak dalıcılık kabiliyetleriyle en popüler ırk. Küçük beyaz kuşlar Adanaları indirmek amacıyla pırıltı için kullanılıyordu ve bunlardan bazıları bize Owl gibi geldi. İskenderun’da, bir güney liman şehri ve aynı zamanda Alexandretta olarakda biliniyor, yine bir çok Dewlap ırkına rastladık. Bazıları bizim Blondinette lerde olduğu gibi mükemmel güzellikte nakış genleri taşıyordu. Burada gördüğümüz yetiştiricilerden sadece birisinde frill benzeri ırk vardı ve yine beyaz gözlü bir yüksek uçucuydu. Göğüs gülü yoktu. Antakya’da bir çok ırk gördük ama göğsü güllü bir ırka rastlamadık. Burda ilk defa İstanbullu ve İskenderun ırklarını gördük. Doğuya doğru Gaziantep’te yine bir çok değişik ırk gördükki bunlardan birisi Owl benzeri renkli kuyruklu bir ırktı. Öteki şehirlerdeki gibi yüksek uçucuydu ama ismini sormayı başaramadık. Burada birçok İstanbullu vardı ve öteki kuşlar gibi filolarda uçuruluyorlardı fakat, güzellikleri içinde değer verildiği belliydi.
 
Üst