bencede
Member
Karadeniz’deki biroldukca vilayette can alan sel felaketleri yaşanırken, TBMM İklim Araştırma Komisyonu’nun taslak raporunda iklim değişikliği ekseninde yağışların şiddetinde sıçrama yaşandığı ve yaşanacağı açıklandı.
Milliyet gazetesinden Başkan Yılmaz’ın haberine göre taslak raporda “İklim Değişikliği’nin niçinleri ve Etkileri” kısmında kıymetli tespit ve ikazlar yer alıyor.
Dört kısımdan oluşması planlanan taslak raporda seller başta olmak üzere iklim kaynaklı felaketler, “Küresel İklim Değişikliği’nin niçinleri ve Etkileri” kısmının, “aşırı hava olayları” alt başlığında ele alınıyor.
İklim değişikliğinin kara ve deniz sıcaklıklarını artırması, yağış ölçüsü ve şiddetini değiştirmesi kararında, hava ile irtibatlı doğal afetlerin şiddetinde artışlar meydana geldiği kaydedilen raporda, yaşanan can ve mal kayıplarına ait, “Aşırı hava olayları, büyük ekonomik ve toplumsal tesirlere niye olmaktadır” değerlendirmesi yapıldı.
YAĞIŞLARIN ŞİDDETİ ARTACAK
Raporda, yağışları tetikleyen buharlaşma konusu irdelenirken, 100 yıllık projeksiyona yer verildi ve yıllık ortalama 1.1 milimetrelik buharlaşma yaşanacağı tabir edildi.
Kuraklıkla ilgili 10’ar ve 30’ar yıllık dönemlerle değerlendirmelere yer verilen raporda, optimist ve karamsar senaryolara değinilerek, “2016-2040, 2041-2070 ve son olarak 2071-2098 dönemleri boyunca kuraklığın hem frekansında birebir vakitte şiddetinde artış olacağını öngörüyoruz” sözleri kullanıldı.
Raporda, Güneydoğu Anadolu’da riskin daha yüksek olduğu kaydedildi.
“AŞIRI HAVA OLAYLARI TÜRKİYE’NİN NORMALİ”
Raporda, çok hava olaylarının şiddetleneceği ve bunun, “Türkiye’nin normali” haline geleceği vurgulanırken, “Küresel iklim değişikliği ile sıcaklıklar artacak, sıcaklığın artışına bağlı olarak da atmosferdeki su buharı salınımı daha fazla olacak. Bu yüzden bilhassa yağışların şiddetinde ve şiddetli yağışların frekanslarında da artış yaşanacak” tespiti yapıldı.
Yağışların ölçüsündeki azalmaya karşın, şiddeti ve frekansının artmasına ait tehlikeyi içeren grafiklere de yer verilen raporda, yağış rejiminin değişerek 2040’a kadar olan dönemde önemli azalma olacağı, 2040-2071 döneminde ise azalmanın yüzde 30’a varacağı açıklandı.
Afetlerin 1940-2020 ortası dağılımına yer verilen raporda; sel, fırtına, hortum, yıldırım, heyelan, kum fırtınası ve dolu felaketlerinin 2016’dan daha sonra katlanarak arttığı vurgulandı.
“CAN KAYBINA KARŞI YAPISAL ÖNLEM GEREKLİ”
Raporda, özetle şu teklif ve tespitlere yer verildi:
– Son 20 yılda şiddeti, müddeti ve frekansında artış olduğu tespit edilen şiddetli hava olayları ve meteorolojik afetlerin iklim değişikliğinin kararı olarak artış eğiliminin devam edeceği öngörülmekte. Bu kapsamda meydana gelebilecek can ve mal kayıplarının azaltılmasına yönelik bilhassa kentlerde yapısal önlemlerin artırılması gerekmekte.
-Mevcut kent planlarının ve altyapılarının meteorolojik bilgiler ve projeksiyonlar göz önünde bulunarak yenilenmesi, yeni hazırlanacak kent plan ve altyapı çalışmalarında bu dataların göz önünde bulundurulması, gereksinim olması hâlinde bir yasal düzenleme yapılması mecburî.
– Betonlaşmanın ağır olarak görüldüğü kent merkezlerinde iklim değişikliğinin sıcaklık, yağış üzere değişkenlerin uç bedellerindeki artışa sebep olması, çok yağışlardan kaynaklı kent sellerini oluşturup, artırıyor. Kent sellerine sebep olan yağmur suları depolanarak sulama için bir daha kullanılmalı.
Milliyet gazetesinden Başkan Yılmaz’ın haberine göre taslak raporda “İklim Değişikliği’nin niçinleri ve Etkileri” kısmında kıymetli tespit ve ikazlar yer alıyor.
Dört kısımdan oluşması planlanan taslak raporda seller başta olmak üzere iklim kaynaklı felaketler, “Küresel İklim Değişikliği’nin niçinleri ve Etkileri” kısmının, “aşırı hava olayları” alt başlığında ele alınıyor.
İklim değişikliğinin kara ve deniz sıcaklıklarını artırması, yağış ölçüsü ve şiddetini değiştirmesi kararında, hava ile irtibatlı doğal afetlerin şiddetinde artışlar meydana geldiği kaydedilen raporda, yaşanan can ve mal kayıplarına ait, “Aşırı hava olayları, büyük ekonomik ve toplumsal tesirlere niye olmaktadır” değerlendirmesi yapıldı.
YAĞIŞLARIN ŞİDDETİ ARTACAK
Raporda, yağışları tetikleyen buharlaşma konusu irdelenirken, 100 yıllık projeksiyona yer verildi ve yıllık ortalama 1.1 milimetrelik buharlaşma yaşanacağı tabir edildi.
Kuraklıkla ilgili 10’ar ve 30’ar yıllık dönemlerle değerlendirmelere yer verilen raporda, optimist ve karamsar senaryolara değinilerek, “2016-2040, 2041-2070 ve son olarak 2071-2098 dönemleri boyunca kuraklığın hem frekansında birebir vakitte şiddetinde artış olacağını öngörüyoruz” sözleri kullanıldı.
Raporda, Güneydoğu Anadolu’da riskin daha yüksek olduğu kaydedildi.
“AŞIRI HAVA OLAYLARI TÜRKİYE’NİN NORMALİ”
Raporda, çok hava olaylarının şiddetleneceği ve bunun, “Türkiye’nin normali” haline geleceği vurgulanırken, “Küresel iklim değişikliği ile sıcaklıklar artacak, sıcaklığın artışına bağlı olarak da atmosferdeki su buharı salınımı daha fazla olacak. Bu yüzden bilhassa yağışların şiddetinde ve şiddetli yağışların frekanslarında da artış yaşanacak” tespiti yapıldı.
Yağışların ölçüsündeki azalmaya karşın, şiddeti ve frekansının artmasına ait tehlikeyi içeren grafiklere de yer verilen raporda, yağış rejiminin değişerek 2040’a kadar olan dönemde önemli azalma olacağı, 2040-2071 döneminde ise azalmanın yüzde 30’a varacağı açıklandı.
Afetlerin 1940-2020 ortası dağılımına yer verilen raporda; sel, fırtına, hortum, yıldırım, heyelan, kum fırtınası ve dolu felaketlerinin 2016’dan daha sonra katlanarak arttığı vurgulandı.
“CAN KAYBINA KARŞI YAPISAL ÖNLEM GEREKLİ”
Raporda, özetle şu teklif ve tespitlere yer verildi:
– Son 20 yılda şiddeti, müddeti ve frekansında artış olduğu tespit edilen şiddetli hava olayları ve meteorolojik afetlerin iklim değişikliğinin kararı olarak artış eğiliminin devam edeceği öngörülmekte. Bu kapsamda meydana gelebilecek can ve mal kayıplarının azaltılmasına yönelik bilhassa kentlerde yapısal önlemlerin artırılması gerekmekte.
-Mevcut kent planlarının ve altyapılarının meteorolojik bilgiler ve projeksiyonlar göz önünde bulunarak yenilenmesi, yeni hazırlanacak kent plan ve altyapı çalışmalarında bu dataların göz önünde bulundurulması, gereksinim olması hâlinde bir yasal düzenleme yapılması mecburî.
– Betonlaşmanın ağır olarak görüldüğü kent merkezlerinde iklim değişikliğinin sıcaklık, yağış üzere değişkenlerin uç bedellerindeki artışa sebep olması, çok yağışlardan kaynaklı kent sellerini oluşturup, artırıyor. Kent sellerine sebep olan yağmur suları depolanarak sulama için bir daha kullanılmalı.