Yeşil bir dünya için elektrikli otomobiller gerekli, ancak dünya için bir bedeli olacak
Dünya, insan kaynaklı faaliyetlerin neden olduğu küresel ısınma nedeniyle her geçen gün bir felakete sürüklenirken, bilim insanları net sıfır emisyona ulaşmak için madencilik faaliyetlerinin artması gerektiğini söyledi. Araştırmacılar, özellikle fosil yakıtlar yerine elektrikle çalışan otomobillerin çevre için önemini vurgulayarak, dünya çapında tahmini olarak 1,4 milyar içten yanmalı motorlu aracın değiştirilmesi için milyonlarca ton kobalt, lityum, neodim ve bakır üretimine ihtiyaç duyulduğunu aktardı. Bununla birlikte, yeni madencilik girişimleri, daha geniş çevre ve sağlık üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle genellikle olumsuz olarak değerlendiriliyor ve bazı faaliyetler, işgücü suistimalleri ile ilişkilendirildikleri için özel bir öfke yaratıyor.
Yeni bir araştırmaya göre, daha yeşil bir dünyaya ulaşmak için küresel çapta daha fazla madencilik faaliyeti gerekiyor. Bilim insanları, çeşitli metal ve minerallerin mevcut arzının net sıfır karbon emisyonu üreten küresel bir ekonomiyi destekleyemeyeceğini söyleyerek, sadece kısa vadede de olsa, maden çıkarma oranlarının yükseltilmesi gerektiğini belirtti. Uzmanlar, özellikle elektrikli otomobillerin yaygınlaşması için pillerden kullanılan lityum gibi madenlerin miktarının artması gerektiğini bildirdi.
Londra Doğa Bilimler Müzesi'nin Dünya Bilimleri Başkanı Prof. Dr. Richard Herrington ve meslektaşları, kaçınılmaz yeni çıkarımın nerede ve nasıl uygulanacağına dair acil bir planın yapılması gerektiğini ortaya koydu.
Herrington, BBC News'e verdiği demeçte, "Halk şu anda bu durumu farK etmiş değil; henüz yeşil devrimin tüm sonuçlarını anladıklarını sanmıyorum. Muhtemelen madencilikteki kısa vadeli bir artıştan bahsediyoruz, ancak hızlı çalışmalıyız, çünkü karbondioksiti şimdi kesmezsek gelecekte bir sorun olacağını biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Diğer taraftan, dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, ekonomilerini artık atmosfere ısınan gazlara dayandırmadıkları daha çevreci hedefler koymakla meşguller. Bu durum, içten yanmalı motorun aşamalı olarak kaldırılması ile rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji teknolojilerinin önemli ölçüde artırılması anlamına geliyor.
Örneğin İngiltere, tüm yeni arabaların 2030'dan itibaren elektrikli olmasını istiyor. Ancak İngiltere'nin 31,5 milyon benzinli ve dizel aracını ortadan kaldırılıp pilli elektrikli filoya geçmesi için tahmini olarak 207 bin 900 ton kobalt, 264 bin 600 ton lityum karbonat, 7 bin 200 ton neodim ve disprosyum ve 2 milyon 362 bin ,500 ton bakıra ihtiyacı var. Bu rakamlar, dünyadaki mevcut yıllık kobalt üretiminin (pil elektrotlarında kullanılır) iki katı, neodimyum üretimi (elektrik motoru mıknatısları yapmak için) ve lityum üretiminin (pil elektroliti) dörtte üçüne tekabül ediyor.
Dünya çapında tahmini olarak 1,4 milyar içten yanmalı motorlu aracın değiştirilmesi için ise bu miktarların 40 katına ihtiyaç duyulacak. Üstelik bu hesaplamada, tüm rüzgar türbinlerinin ve güneş enerjisi çiftliklerinin metal ve mineral gereksinimleri dikkate alınmadı.
Profesör Herrington, "Bence 2035 yılına kadar iyi bir geri dönüştürülmüş metal kaynağı bulmuş olacağız; biraz madenciliğe devam etmemiz gerekecek. Ancak umarım 2050'ye kadar, gerçekten döngüsel bir ekonomi inşa etmiş oluruz, böylece hepsi olmasa da çoğu ihtiyaç, daha önce çıkarmış olduğumuz ve halihazırda ürün ve teknolojilerde kullanılan metallerden gelebilir” dedi.
Herrington’a göre bu soruya yanıt vermek kolay değil. “Şu anda madenciliği deniz tabanına kadar genişletme konusundaki karmaşayı düşünün. Bazı otomobil şirketleri, bunun deniz ortamına verebileceği zarar nedeniyle okyanustan hiçbir ürünü kabul etmeyeceklerini söylüyor. Şu anda, metaller ve mineraller genellikle bu malların ana tüketicileri olmayan ülkelerde tedarik ediliyor. Örnekler grafit içeriyor.
Toplam dünya yıllık üretiminin üçte ikisi Çin'deki madenlerden geliyor. Dünya kobaltının ise benzer bir kısmı Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden çıkıyor” ifadelerini kullanan Herrington, Avrupa ülkelerinin gerekli madenciliği evlerine daha yakın yapmak isteyebileceğine inandığını sözlerine ekledi. Herrington, bu durumun onlara, en azından daha fazla tedarik güvenliği ve küresel maden çıkarma endüstrisinin itibarını çok sık zedeleyen yönleri (atık, işçi sömürüsü vb.) Üzerinde kontrol sağlayacağını ifade etti. Çalışmanın tüm bulguları Nature Reviews Materials dergisinde yayınlandı.
Alıntıdır
Dünya, insan kaynaklı faaliyetlerin neden olduğu küresel ısınma nedeniyle her geçen gün bir felakete sürüklenirken, bilim insanları net sıfır emisyona ulaşmak için madencilik faaliyetlerinin artması gerektiğini söyledi. Araştırmacılar, özellikle fosil yakıtlar yerine elektrikle çalışan otomobillerin çevre için önemini vurgulayarak, dünya çapında tahmini olarak 1,4 milyar içten yanmalı motorlu aracın değiştirilmesi için milyonlarca ton kobalt, lityum, neodim ve bakır üretimine ihtiyaç duyulduğunu aktardı. Bununla birlikte, yeni madencilik girişimleri, daha geniş çevre ve sağlık üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle genellikle olumsuz olarak değerlendiriliyor ve bazı faaliyetler, işgücü suistimalleri ile ilişkilendirildikleri için özel bir öfke yaratıyor.
Yeni bir araştırmaya göre, daha yeşil bir dünyaya ulaşmak için küresel çapta daha fazla madencilik faaliyeti gerekiyor. Bilim insanları, çeşitli metal ve minerallerin mevcut arzının net sıfır karbon emisyonu üreten küresel bir ekonomiyi destekleyemeyeceğini söyleyerek, sadece kısa vadede de olsa, maden çıkarma oranlarının yükseltilmesi gerektiğini belirtti. Uzmanlar, özellikle elektrikli otomobillerin yaygınlaşması için pillerden kullanılan lityum gibi madenlerin miktarının artması gerektiğini bildirdi.
Londra Doğa Bilimler Müzesi'nin Dünya Bilimleri Başkanı Prof. Dr. Richard Herrington ve meslektaşları, kaçınılmaz yeni çıkarımın nerede ve nasıl uygulanacağına dair acil bir planın yapılması gerektiğini ortaya koydu.
Herrington, BBC News'e verdiği demeçte, "Halk şu anda bu durumu farK etmiş değil; henüz yeşil devrimin tüm sonuçlarını anladıklarını sanmıyorum. Muhtemelen madencilikteki kısa vadeli bir artıştan bahsediyoruz, ancak hızlı çalışmalıyız, çünkü karbondioksiti şimdi kesmezsek gelecekte bir sorun olacağını biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Diğer taraftan, dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, ekonomilerini artık atmosfere ısınan gazlara dayandırmadıkları daha çevreci hedefler koymakla meşguller. Bu durum, içten yanmalı motorun aşamalı olarak kaldırılması ile rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji teknolojilerinin önemli ölçüde artırılması anlamına geliyor.
Örneğin İngiltere, tüm yeni arabaların 2030'dan itibaren elektrikli olmasını istiyor. Ancak İngiltere'nin 31,5 milyon benzinli ve dizel aracını ortadan kaldırılıp pilli elektrikli filoya geçmesi için tahmini olarak 207 bin 900 ton kobalt, 264 bin 600 ton lityum karbonat, 7 bin 200 ton neodim ve disprosyum ve 2 milyon 362 bin ,500 ton bakıra ihtiyacı var. Bu rakamlar, dünyadaki mevcut yıllık kobalt üretiminin (pil elektrotlarında kullanılır) iki katı, neodimyum üretimi (elektrik motoru mıknatısları yapmak için) ve lityum üretiminin (pil elektroliti) dörtte üçüne tekabül ediyor.
Dünya çapında tahmini olarak 1,4 milyar içten yanmalı motorlu aracın değiştirilmesi için ise bu miktarların 40 katına ihtiyaç duyulacak. Üstelik bu hesaplamada, tüm rüzgar türbinlerinin ve güneş enerjisi çiftliklerinin metal ve mineral gereksinimleri dikkate alınmadı.
Profesör Herrington, "Bence 2035 yılına kadar iyi bir geri dönüştürülmüş metal kaynağı bulmuş olacağız; biraz madenciliğe devam etmemiz gerekecek. Ancak umarım 2050'ye kadar, gerçekten döngüsel bir ekonomi inşa etmiş oluruz, böylece hepsi olmasa da çoğu ihtiyaç, daha önce çıkarmış olduğumuz ve halihazırda ürün ve teknolojilerde kullanılan metallerden gelebilir” dedi.
Herrington’a göre bu soruya yanıt vermek kolay değil. “Şu anda madenciliği deniz tabanına kadar genişletme konusundaki karmaşayı düşünün. Bazı otomobil şirketleri, bunun deniz ortamına verebileceği zarar nedeniyle okyanustan hiçbir ürünü kabul etmeyeceklerini söylüyor. Şu anda, metaller ve mineraller genellikle bu malların ana tüketicileri olmayan ülkelerde tedarik ediliyor. Örnekler grafit içeriyor.
Toplam dünya yıllık üretiminin üçte ikisi Çin'deki madenlerden geliyor. Dünya kobaltının ise benzer bir kısmı Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden çıkıyor” ifadelerini kullanan Herrington, Avrupa ülkelerinin gerekli madenciliği evlerine daha yakın yapmak isteyebileceğine inandığını sözlerine ekledi. Herrington, bu durumun onlara, en azından daha fazla tedarik güvenliği ve küresel maden çıkarma endüstrisinin itibarını çok sık zedeleyen yönleri (atık, işçi sömürüsü vb.) Üzerinde kontrol sağlayacağını ifade etti. Çalışmanın tüm bulguları Nature Reviews Materials dergisinde yayınlandı.
Alıntıdır