uçanteneke
New member
Migros’un Esenyurt’taki deposunda çalışan emekçilerin yüzde 8’lik fiyat artışına karşı başlatmış olduğu aksiyon 7’nci gününde devam etti. Harekete dün akşam müdahale eden polis, çalışanları depodan dışarı çıkardı. Polis grupları, “Direne direne kazanacağız” sloganı atan sendika temsilcilerini ve fazlaca sayıda emekçiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanların çabucak sonrasında hür bırakıldığı öğrenildi.
Çalışanlar, hareket yapmak üzere bu sabah geldikleri depoya alınmadı. Deponun önünde bekleme sonucu alan personeller, “Biz bu yoldan dönmeyiz, açlıktan ölmeyiz”, “Migros personele hesap verecek”, “Zafer direnen işçinin olacak” ve “İşçiler açken Özilhan’a huzur yok” sloganları attı. Personeller, daima birlikte halay çekti.
‘Boş açıklama yapmayın’
Bu sırada bir Migros yetkilisi, tel örgülerin gerisinden emekçilere seslendi. Personellere, “İstenmeyen olaylara niye olmamak için, çalışma yapmak istemeyen şahısların depoyu terk etmeleri gerekmektedir. Tüm çalışanımızı aklıselim olmaya davet ediyoruz” diyen yetkiliye reaksiyon gösteren emekçiler ise “Boş açıklamalar yapmayın”, “Bir ekmek istiyoruz” dedi. Yetkili de emekçilere, “Ben elçiyim” diye karşılık verdi.
‘Uçuk sayılar istemedik’
ANKA’da yer alan habere nazaran; DGD-Sen Genel Lideri Neslihan Acar, depo önünde personellerle bir ortaya geldi. Acar, “7 gün evvel iş bıraktık. Dedik ki ‘Biz minimum fiyatla geçinemiyoruz; kiralarımızı, faturalarımızı ödeyemiyoruz. İnsan onuruna yakışır biçimde yaşayamıyoruz. O yüzden artırım istiyoruz.’ O denli fazlaca da uçuk sayılar istemedik dedik. ‘600-700 liralık bir faturamızı en azından aldığımız artırımlarla ödeyebilelim’ dedik ya da ‘Bir saat fiyatına bir ekmek, bir süt alabilelim’ dedik. O denli uçuk sayılar, Migros’un da deklare ettiğı üzere uçuk sayılar da istemedik” diye konuştu.
‘250 emekçi bir gecede kapının önüne kondu’
Migros’un dün akşam 120 emekçiyi yalnızca artırım istediği için ve anayasal hakkını kullanarak işten kaçındığı için ilgili yasanın ‘iyi niyet ve ahlak kurallarına uymama’ unsuruna dayanarak işten çıkardığını belirten Acar, şunları söylemiş oldu:
“Bugün sabah buraya gelip direnmeye devam eden personel arkadaşlarımız içeriye seslendiğinde, depo içerisinde işten atılmamış, idari izinde olan arkadaşlarımız da işten atıldı. Şu an yaklaşık 250 emekçi, bir gecede kapının önüne kondu. Bir ekmek isteyen emekçilerin ellerindeki ekmekler de elinden alındı. Biz, bu gücü biliyoruz, bu hadsizliği biliyoruz. Bugün, yalnızca Migros’ta değil, Türkiye’nin her yerinde çalışanlar bu pervasızlığa, bu hukuksuzluğa karşı direniyor. Bizim size davetimizdir, bizim işverenlere davetimiz yok. Bizim buradaki, halka davetimizdir. Buradaki sesi duyun. Emekçiler ekmeklerini büyütmek istiyor. Buradaki sesi duyacaksınız ve Migros’un olduğu bütün alanları buradaki bütün çalışanlarla dar edeceksiniz. Dün akşam söylemiş olduk, bizim kölelik hizmeti haricinde kaybedecek hiç bir şeyimiz yoktur. Kölelik haricinde biz hiç bir şey kaybetmedik. Asıl Migros düşünsün. Özilhan düşünsün. Biz, 20 tane emekçiyle Özilhan’ın meskenini ona dar ettik. 300 çalışanla bütün ülkeyi Özilhan’a dar edeceğiz. Ta ki arkadaşlarımız iş başı yapana kadar.”
Çalışanlar, hareket yapmak üzere bu sabah geldikleri depoya alınmadı. Deponun önünde bekleme sonucu alan personeller, “Biz bu yoldan dönmeyiz, açlıktan ölmeyiz”, “Migros personele hesap verecek”, “Zafer direnen işçinin olacak” ve “İşçiler açken Özilhan’a huzur yok” sloganları attı. Personeller, daima birlikte halay çekti.
‘Boş açıklama yapmayın’
Bu sırada bir Migros yetkilisi, tel örgülerin gerisinden emekçilere seslendi. Personellere, “İstenmeyen olaylara niye olmamak için, çalışma yapmak istemeyen şahısların depoyu terk etmeleri gerekmektedir. Tüm çalışanımızı aklıselim olmaya davet ediyoruz” diyen yetkiliye reaksiyon gösteren emekçiler ise “Boş açıklamalar yapmayın”, “Bir ekmek istiyoruz” dedi. Yetkili de emekçilere, “Ben elçiyim” diye karşılık verdi.
‘Uçuk sayılar istemedik’
ANKA’da yer alan habere nazaran; DGD-Sen Genel Lideri Neslihan Acar, depo önünde personellerle bir ortaya geldi. Acar, “7 gün evvel iş bıraktık. Dedik ki ‘Biz minimum fiyatla geçinemiyoruz; kiralarımızı, faturalarımızı ödeyemiyoruz. İnsan onuruna yakışır biçimde yaşayamıyoruz. O yüzden artırım istiyoruz.’ O denli fazlaca da uçuk sayılar istemedik dedik. ‘600-700 liralık bir faturamızı en azından aldığımız artırımlarla ödeyebilelim’ dedik ya da ‘Bir saat fiyatına bir ekmek, bir süt alabilelim’ dedik. O denli uçuk sayılar, Migros’un da deklare ettiğı üzere uçuk sayılar da istemedik” diye konuştu.
‘250 emekçi bir gecede kapının önüne kondu’
Migros’un dün akşam 120 emekçiyi yalnızca artırım istediği için ve anayasal hakkını kullanarak işten kaçındığı için ilgili yasanın ‘iyi niyet ve ahlak kurallarına uymama’ unsuruna dayanarak işten çıkardığını belirten Acar, şunları söylemiş oldu:
“Bugün sabah buraya gelip direnmeye devam eden personel arkadaşlarımız içeriye seslendiğinde, depo içerisinde işten atılmamış, idari izinde olan arkadaşlarımız da işten atıldı. Şu an yaklaşık 250 emekçi, bir gecede kapının önüne kondu. Bir ekmek isteyen emekçilerin ellerindeki ekmekler de elinden alındı. Biz, bu gücü biliyoruz, bu hadsizliği biliyoruz. Bugün, yalnızca Migros’ta değil, Türkiye’nin her yerinde çalışanlar bu pervasızlığa, bu hukuksuzluğa karşı direniyor. Bizim size davetimizdir, bizim işverenlere davetimiz yok. Bizim buradaki, halka davetimizdir. Buradaki sesi duyun. Emekçiler ekmeklerini büyütmek istiyor. Buradaki sesi duyacaksınız ve Migros’un olduğu bütün alanları buradaki bütün çalışanlarla dar edeceksiniz. Dün akşam söylemiş olduk, bizim kölelik hizmeti haricinde kaybedecek hiç bir şeyimiz yoktur. Kölelik haricinde biz hiç bir şey kaybetmedik. Asıl Migros düşünsün. Özilhan düşünsün. Biz, 20 tane emekçiyle Özilhan’ın meskenini ona dar ettik. 300 çalışanla bütün ülkeyi Özilhan’a dar edeceğiz. Ta ki arkadaşlarımız iş başı yapana kadar.”