bencede
Member
Kaynağını Kaz Dağları’ndan alan Gönen çayı ile, Simav çukurunun kuzey ve güney yükseltilerinden doğan kaynak sularının birleşmesiyle oluşan Susurluk çayının rengi siyaha büründü. Bandırma ilçesinden Marmara Denizi’ne dökülen bu çaylardaki kirlilik, tasa yarattı.
GÜMÇED Bandırma Şube Lideri Gültekin Memnun, çayların kenarındaki sanayi kuruluşlarının atıkları, evsel atıklar, ziraî üretimden kaynaklanan azot ve fosfatlı ilaçların drenaj yoluyla buraya aktığını belirtti.
İNSANLAR HASTA OLUYOR
Bu bölgelerde arıtma tesislerinin bir an evvel yapılması ve faaliyete geçirilmesinin hayati kıymet taşıdığına dikkat çeken Memnun, şu biçimde konuştu: “Arıtma tesisleri yapılmalı ve var olanlar da çalıştırılmalı. Bunlar yapılmadan Marmara Denizi ve Marmara Denizi’ni besleyen çaylardaki kirliliğin önüne geçmek mümkün değil. Biz ilgilileri ve yetkilileri vakit zaman uyarıyoruz. Hareket planlarını hayata sokmalarını istiyoruz lakin yeteri kadar çalışmanın yapılmadığını üzülerek görüyor ve şahit oluyoruz. Bilhassa bu kirli sularda yaşayan balıklar ve sulanan ziraî eserleri yiyen beşerler da hastalıklara yakalanmakta. Bu hastalıklardan bir tanesi de kanser.”
İnsan sıhhati için kirliliğe karşı tedbir alınması gerektiğini belirten Keyifli, “Ayrıca buradaki ekosistem de ziyan görüyor. Bu çaylarda ve göllerde yaşayan balık ve canlı çeşitlerinin popülasyonunda da bir azalma kelam konusu” diye konuştu.
GÜMÇED Bandırma Şube Lideri Gültekin Memnun, çayların kenarındaki sanayi kuruluşlarının atıkları, evsel atıklar, ziraî üretimden kaynaklanan azot ve fosfatlı ilaçların drenaj yoluyla buraya aktığını belirtti.
İNSANLAR HASTA OLUYOR
Bu bölgelerde arıtma tesislerinin bir an evvel yapılması ve faaliyete geçirilmesinin hayati kıymet taşıdığına dikkat çeken Memnun, şu biçimde konuştu: “Arıtma tesisleri yapılmalı ve var olanlar da çalıştırılmalı. Bunlar yapılmadan Marmara Denizi ve Marmara Denizi’ni besleyen çaylardaki kirliliğin önüne geçmek mümkün değil. Biz ilgilileri ve yetkilileri vakit zaman uyarıyoruz. Hareket planlarını hayata sokmalarını istiyoruz lakin yeteri kadar çalışmanın yapılmadığını üzülerek görüyor ve şahit oluyoruz. Bilhassa bu kirli sularda yaşayan balıklar ve sulanan ziraî eserleri yiyen beşerler da hastalıklara yakalanmakta. Bu hastalıklardan bir tanesi de kanser.”
İnsan sıhhati için kirliliğe karşı tedbir alınması gerektiğini belirten Keyifli, “Ayrıca buradaki ekosistem de ziyan görüyor. Bu çaylarda ve göllerde yaşayan balık ve canlı çeşitlerinin popülasyonunda da bir azalma kelam konusu” diye konuştu.