Dünya Arı Günü: Hayatın kaynağı arılar hakkında az bilinen gerçekler
Ünlü fizikçi Albert Einstein arıların ekosistemdeki önemini "İnsanlık arılar olmadan sadece 4 yıl hayatta kalabilir" diyerek açıklıyor. Ancak, İnsan faaliyetlerinden kaynaklanan küresel iklim değişikliği ve habitat yıkımı nedeniyle dünya her geçen gün sona yaklaşıyor. Bilim insanları, bu nedenle bitkiler arasında tozlaşmayı sağlayarak ekosistemdeki yaşam döngüsünü başlatan arıların tehlikede olduğunu ve sayılarının hızla yok olduğu konusunda uyarıyor. Duruma farkındalık yaratmak amacıyla ise her yıl 20 Mayıs Dünya Arı Günü olarak kutlanıyor. İşte doğanın en çok çalışan tozlayıcıları hakkında az bilinen gerçekler…
Arılar dans ederek iletişim kurabilir ve karar verebilir. Bir bal arısı yeni bir yuvayı araştırıp incelediğinde, onun yararlarını grupla tartışmak için yoğun tütreşimli bir dans gerçekleştirir. Yuva ne kadar iyi olursa, arı dansları o kadar uzun ve zor olur. Gruptan bir arı dans eden arıya çarparsa bu yuvayı göremk istediği anlamına gelir. Ardından bölgeyi incelemek için dışarı çıkar, yeni yuva hoşuna giderse o da dans etmeye başlar. Dans bu şekilde 20 ile 30 arıyı da kapsayacak şekilde devam eder ve sonunda yuvaya yerleşirler.
Vietnam'daki ve Asya'nın diğer bölgelerindeki bal arıları, arı kolonilerine saldıran, yuvayı savunan yetişkinleri öldüren ve genç arıları avlayan yırtıcı dev eşek arısı türleri tarafından tehdit ediliyor. Özellikle, doymak bilmez bir eşek arısı türü Vespa soror, kovanı saatler içinde yok etme yeteneğine sahip. Bu tür saldırıları önlemek için arıların taze hayvan dışkısı topladıkları ve kovanlarının girişine bulaştırdıkları gözlemlendi. Bulgularını geçen yıl yayınlayan araştırmacılar buna "dışkı lekesi" diyorlar. Bilim insanları, dışkının eşek arılarını kovduğuna inanıyor.
Araştırmacılar, "Dışkı lekelenmesi birkaç nedenden ötürü olağanüstü olarak öne çıkıyor. Arıların yalnıca bitkilerden veya su bazlı sıvılardan madde topladığını düşünülüyordu. Bu onların, gıda dışında farklı bir amaçla çalışmalarına dair ilk örnek” ifadelerini kullandı.
1980'lerde, Laos ve Kamboçya ormanlarındaki ağaç yapraklarında bulunan küçük sarı lekelere neden olan "sarı yağmur" un kimyasal silahların kalıntısı olduğu düşünülüyordu. Mülteciler sarı yağmurun hastalığa ve ölüme neden olduğunu çne sürdü. Ardından ABDi Sovyetler Birliği ve müttefiklerini kimyasal ssvaş açtıkları gerekçesiyle tepki gösterdi. Arı uzmanları daha sonra sarı noktaların devasa yabani bal arılarının dışkıları olduğunu keşfetti.
Bitkiler, tozlayıcıları çekmek için nektar yüklü göz kamaştırıcı çiçekler üretiyor ve arılar için polen, yavrularını büyütmek için ihtiyaç duydukları bir protein kaynağı... Ancak, iklim değişikliğinin bir sonucu olarak daha yüksek sıcaklıklar, arıların yiyecek için ihtiyaç duydukları çiçekleri bulmak için kış uykusuna yattıktan sonra daha erken uyanmaları anlamına geliyor. Bu durumda çiçekler henüz açmamış olduğundan arılar yiyecek sıkıntısı yaşıyor.
İspanya'da merdivenden bal toplayan bir insanın tasvir edildiği duvar resmi bulundu.Eski Mısır mezarlarında da bal kalıntıları keşfedildi. Bal, çok az tatlı yiyecek içeren tarih öncesi dönemde nadir ve pahalı bir yiyecekti.
Bugün ise bal, antibiyotik direncine karşı mücadelede kullanılıyor.. Bilim insanları, ayrıca yapışkan maddenin y yaralara uygulanmasını kolaylaştırmanın yollarıüzerinde çalışıyor.
Alıntıdır
Ünlü fizikçi Albert Einstein arıların ekosistemdeki önemini "İnsanlık arılar olmadan sadece 4 yıl hayatta kalabilir" diyerek açıklıyor. Ancak, İnsan faaliyetlerinden kaynaklanan küresel iklim değişikliği ve habitat yıkımı nedeniyle dünya her geçen gün sona yaklaşıyor. Bilim insanları, bu nedenle bitkiler arasında tozlaşmayı sağlayarak ekosistemdeki yaşam döngüsünü başlatan arıların tehlikede olduğunu ve sayılarının hızla yok olduğu konusunda uyarıyor. Duruma farkındalık yaratmak amacıyla ise her yıl 20 Mayıs Dünya Arı Günü olarak kutlanıyor. İşte doğanın en çok çalışan tozlayıcıları hakkında az bilinen gerçekler…
Arılar dans ederek iletişim kurabilir ve karar verebilir. Bir bal arısı yeni bir yuvayı araştırıp incelediğinde, onun yararlarını grupla tartışmak için yoğun tütreşimli bir dans gerçekleştirir. Yuva ne kadar iyi olursa, arı dansları o kadar uzun ve zor olur. Gruptan bir arı dans eden arıya çarparsa bu yuvayı göremk istediği anlamına gelir. Ardından bölgeyi incelemek için dışarı çıkar, yeni yuva hoşuna giderse o da dans etmeye başlar. Dans bu şekilde 20 ile 30 arıyı da kapsayacak şekilde devam eder ve sonunda yuvaya yerleşirler.
Vietnam'daki ve Asya'nın diğer bölgelerindeki bal arıları, arı kolonilerine saldıran, yuvayı savunan yetişkinleri öldüren ve genç arıları avlayan yırtıcı dev eşek arısı türleri tarafından tehdit ediliyor. Özellikle, doymak bilmez bir eşek arısı türü Vespa soror, kovanı saatler içinde yok etme yeteneğine sahip. Bu tür saldırıları önlemek için arıların taze hayvan dışkısı topladıkları ve kovanlarının girişine bulaştırdıkları gözlemlendi. Bulgularını geçen yıl yayınlayan araştırmacılar buna "dışkı lekesi" diyorlar. Bilim insanları, dışkının eşek arılarını kovduğuna inanıyor.
Araştırmacılar, "Dışkı lekelenmesi birkaç nedenden ötürü olağanüstü olarak öne çıkıyor. Arıların yalnıca bitkilerden veya su bazlı sıvılardan madde topladığını düşünülüyordu. Bu onların, gıda dışında farklı bir amaçla çalışmalarına dair ilk örnek” ifadelerini kullandı.
1980'lerde, Laos ve Kamboçya ormanlarındaki ağaç yapraklarında bulunan küçük sarı lekelere neden olan "sarı yağmur" un kimyasal silahların kalıntısı olduğu düşünülüyordu. Mülteciler sarı yağmurun hastalığa ve ölüme neden olduğunu çne sürdü. Ardından ABDi Sovyetler Birliği ve müttefiklerini kimyasal ssvaş açtıkları gerekçesiyle tepki gösterdi. Arı uzmanları daha sonra sarı noktaların devasa yabani bal arılarının dışkıları olduğunu keşfetti.
Bitkiler, tozlayıcıları çekmek için nektar yüklü göz kamaştırıcı çiçekler üretiyor ve arılar için polen, yavrularını büyütmek için ihtiyaç duydukları bir protein kaynağı... Ancak, iklim değişikliğinin bir sonucu olarak daha yüksek sıcaklıklar, arıların yiyecek için ihtiyaç duydukları çiçekleri bulmak için kış uykusuna yattıktan sonra daha erken uyanmaları anlamına geliyor. Bu durumda çiçekler henüz açmamış olduğundan arılar yiyecek sıkıntısı yaşıyor.
İspanya'da merdivenden bal toplayan bir insanın tasvir edildiği duvar resmi bulundu.Eski Mısır mezarlarında da bal kalıntıları keşfedildi. Bal, çok az tatlı yiyecek içeren tarih öncesi dönemde nadir ve pahalı bir yiyecekti.
Bugün ise bal, antibiyotik direncine karşı mücadelede kullanılıyor.. Bilim insanları, ayrıca yapışkan maddenin y yaralara uygulanmasını kolaylaştırmanın yollarıüzerinde çalışıyor.
Alıntıdır