uçanteneke
New member
Türkiye iktisadını ‘bitkin düşüren büyük bunalımın’ temelinde yanlış siyasi tercihlerin yattığını belirten Babacan, “Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Devlet Bahçeli ve Sayın Doğu Perinçek’ten oluşan troykanın eseridir” dedi. Babacan ayrıyeten Erdoğan’ın ‘Ekonominin kitabını yazdım’ kelamını hatırlatarak, “İşte yazdığı iktisat kitabı budur” dedi ve ülkenin ortasında bulunduğu ekonomik krize dikkat çekti.
‘Bu büyük buhran Erdoğan, Bahçeli ve Perinçek’in eseridir’
Babacan’ın açıklamasından öne çıkanlar şöyleki:
Türkiye iktisadını bitkin düşüren büyük buhranın temelinde yanlış siyasi tercihler yatıyor. Sorumluların ismini hakikat koyalım. Bu büyük buhran, Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Devlet Bahçeli ve Sayın Doğu Perinçek’ten oluşan troykanın yapıtıdır.
Türkiye iktisadını devraldığımızda kişi başına düşen ulusal gelir 3600 dolar düzeyindeydi. 12 bin 600 dolar düzeyine kadar yükselttik. Vatandaşlarımızın, 10 yılda, neredeyse 4 kat daha zenginleşebileceğini gösterdik.
Gelir dağılımında adalet bozuldu. Türkiye süratle fakirleşti. Hani Âşık Mahzuni diyor ya, ‘Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana’. Taraflı ve partili cumhurbaşkanlığı sistemiyle 3 yılda en az 3 milyon 200 bin kişi daha fakirleşmiş durumda.
‘Ülkeyi tek başına yönetme sevdası, büyük bir hezimetin altına daha imzasını attı’
Ülkemiz Milletlerarası Şeffaflık Derneği’nin Yolsuzluk Algı Endeksi’nde içler acısı bir noktaya gelmiş durumda. 2003 yılının bile gerisine düşen bir sıralamadayız.
2002’de Türkiye, dünyanın en büyük 21’inci iktisadıydı. 2005 yılında ülkemizi dünyanın en büyük 16’ncı iktisadı haline getirdik. Sayın Erdoğan’a dünyanın en büyük 16’ncı iktisadını teslim ettim. Artık ne oldu? bir daha 21’inci sıraya düştük. İktisadın kitabını yazdım diyor ya, işte yazdığı iktisat kitabı budur. Ülkeyi tek başına yönetme sevdası, büyük bir hezimetin altına daha imzasını attırdı
Aksiyon planlarımızda Türkiye’nin yarınlarını şimdiden sistematik olarak kuruyoruz. Sistemin makro iktisat ayağı fiyat istikrarını sağlarken, sektörel siyasetler alanı rekabet gücümüzü yükselten siyasetlere odaklanacak.
DEVA’dan 5 gaye
İktisat ve finans ayağındaki temel gayelerimizden 5 adedini sizlerle paylaşmak istiyorum. Kişi başına ulusal geliri iktidarımızın birinci periyodunun sonunda yüksek gelirli ülkeler kümesine yükseltmek. Çok yoksulluğu daha evvel yaptığımı üzere bir daha sıfırlamak. Dünya pazarlarındaki piyasa hissemizi artırarak iktisadımızı sürdürülebilir bir dış istikrar yapısına kavuşturmak. Enflasyonu bir defa daha tek haneli ve düşük sayılara indirmek. İşsizlik oranı tek haneli düzeye bir daha çekmektir.
‘Aşırı yoksulluğu TÜİK bile gizleyemiyor’
Türkiye’de bir daha çok yoksulluk başladı. TÜİK bile gizleyemiyor. İnşallah birileri uyanıp o bilgileri de makyajlattırmaz.
İstiklâl Marşımızın şairi Mehmet Akif’in dediği üzere; ‘Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz; davranmayacak kimse bu meydana atılmaz.’ Bu meydanı dolduracak olanların DEVA Partisi’nin ehliyet ve liyakat sahibi takımları olacağını biliyoruz.
‘dur-kalk tipi’ istikrarsız büyüme modelini terk edeceğiz’
Bana ‘Fren Ali’ diyenlerin Türkiye’ye dayattığı ‘dur-kalk tipi’ istikrarsız büyüme modelini terk edeceğiz. Mali kural uygulamasını hayata geçireceğiz. Temel bütçe büyüklüklerine ait daimi nitelikte sayısal amaçlar, sınırlamalar ve unsurlar belirleyeceğiz.
Kamunun tüm harcamalarını, iktidarımızın birinci 90 gününde bütçeye taşıyacağız. Bütçe dışı tekniklerle kamu harcanması yapılmasına son vereceğiz.
Merkez Bankası liderinin, lider yardımcılarının ve konsey üyelerinin banka kanunu dışındaki bir düzenlemeyle nazaranvden alınmasını engelleyeceğiz.
TÜİK’in yayınladığı istatistiklerin akademisyen ve uzmanlardan oluşan kurullar tarafınca inanç testine tabi tutulmasını zarurî hale getireceğiz.
DEVA Partisi iktidarının birinci 90 gününde, Türkiye Varlık Fonu’nu kapatacağız. Hazine birliğini bozan, borçlanmayı arttıran ve tam bir kara delik haline dönüşen Varlık Fonu’nu tarihin utanç sayfalarına yazacağız.
‘Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki siyaset heyetlerine kilit vuracağız’
Kamu özel işbirliği projelerindeki usulsüzlük ve yolsuzlukların takipçisi olacağız. Bu projelerin tamamını teknik, idari, tüzel ve yasama kontrolüne tabi tutacağız. Bu milletin bir damla alın terinin, heba edilmesine müsaade etmeyeceğiz.
‘ÖTV’yi kaldıracağız KDV’yi indireceğiz’
Haksız gelir dağılımına ve istikrarsız kaynak tahsisine yol açan uygulamalarla uğraş edeceğiz. Bu gayeyle, imar kaynaklı rantları vergilendireceğiz.
Ücretliler üstündeki vergi yükünü azaltacağız. Taban fiyatla, düşük fiyatla çalışanların eline geçen fiyatın ölçüsünü arttıracağız. Temel gereksinim hususları üstündeki ÖTV’yi kaldıracağız, KDV’yi indireceğiz.
‘Defalarca uyardık’
Biz vaktinde kara bir kışın yaklaştığını vurguladık. Ekonomik olarak da karanlık bir kışın yaklaştığını her yerde söylemiş olduk, tekraren uyardık. En son daha hava kuralları kötüleşmeden 24 Kasım 2021’de teklif paketi deklare ettik. Hükümete ‘Bir an evvel yapın’ dedik.
Bugün deklare ettiğımı 119 unsurdan oluşan aksiyon planımız Türkiye’yi güçlü, saygın bir ülke yapmamızda kilometre taşı olacak. Ülkemizi daha evvelki krizlerden nasıl çıkarttıysak bugünkü krizlerden çıkarmak da inşallah bize nasip olacak.”
‘Bu büyük buhran Erdoğan, Bahçeli ve Perinçek’in eseridir’
Babacan’ın açıklamasından öne çıkanlar şöyleki:
Türkiye iktisadını bitkin düşüren büyük buhranın temelinde yanlış siyasi tercihler yatıyor. Sorumluların ismini hakikat koyalım. Bu büyük buhran, Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Devlet Bahçeli ve Sayın Doğu Perinçek’ten oluşan troykanın yapıtıdır.
Türkiye iktisadını devraldığımızda kişi başına düşen ulusal gelir 3600 dolar düzeyindeydi. 12 bin 600 dolar düzeyine kadar yükselttik. Vatandaşlarımızın, 10 yılda, neredeyse 4 kat daha zenginleşebileceğini gösterdik.
Gelir dağılımında adalet bozuldu. Türkiye süratle fakirleşti. Hani Âşık Mahzuni diyor ya, ‘Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana’. Taraflı ve partili cumhurbaşkanlığı sistemiyle 3 yılda en az 3 milyon 200 bin kişi daha fakirleşmiş durumda.
‘Ülkeyi tek başına yönetme sevdası, büyük bir hezimetin altına daha imzasını attı’
Ülkemiz Milletlerarası Şeffaflık Derneği’nin Yolsuzluk Algı Endeksi’nde içler acısı bir noktaya gelmiş durumda. 2003 yılının bile gerisine düşen bir sıralamadayız.
2002’de Türkiye, dünyanın en büyük 21’inci iktisadıydı. 2005 yılında ülkemizi dünyanın en büyük 16’ncı iktisadı haline getirdik. Sayın Erdoğan’a dünyanın en büyük 16’ncı iktisadını teslim ettim. Artık ne oldu? bir daha 21’inci sıraya düştük. İktisadın kitabını yazdım diyor ya, işte yazdığı iktisat kitabı budur. Ülkeyi tek başına yönetme sevdası, büyük bir hezimetin altına daha imzasını attırdı
Aksiyon planlarımızda Türkiye’nin yarınlarını şimdiden sistematik olarak kuruyoruz. Sistemin makro iktisat ayağı fiyat istikrarını sağlarken, sektörel siyasetler alanı rekabet gücümüzü yükselten siyasetlere odaklanacak.
DEVA’dan 5 gaye
İktisat ve finans ayağındaki temel gayelerimizden 5 adedini sizlerle paylaşmak istiyorum. Kişi başına ulusal geliri iktidarımızın birinci periyodunun sonunda yüksek gelirli ülkeler kümesine yükseltmek. Çok yoksulluğu daha evvel yaptığımı üzere bir daha sıfırlamak. Dünya pazarlarındaki piyasa hissemizi artırarak iktisadımızı sürdürülebilir bir dış istikrar yapısına kavuşturmak. Enflasyonu bir defa daha tek haneli ve düşük sayılara indirmek. İşsizlik oranı tek haneli düzeye bir daha çekmektir.
‘Aşırı yoksulluğu TÜİK bile gizleyemiyor’
Türkiye’de bir daha çok yoksulluk başladı. TÜİK bile gizleyemiyor. İnşallah birileri uyanıp o bilgileri de makyajlattırmaz.
İstiklâl Marşımızın şairi Mehmet Akif’in dediği üzere; ‘Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz; davranmayacak kimse bu meydana atılmaz.’ Bu meydanı dolduracak olanların DEVA Partisi’nin ehliyet ve liyakat sahibi takımları olacağını biliyoruz.
‘dur-kalk tipi’ istikrarsız büyüme modelini terk edeceğiz’
Bana ‘Fren Ali’ diyenlerin Türkiye’ye dayattığı ‘dur-kalk tipi’ istikrarsız büyüme modelini terk edeceğiz. Mali kural uygulamasını hayata geçireceğiz. Temel bütçe büyüklüklerine ait daimi nitelikte sayısal amaçlar, sınırlamalar ve unsurlar belirleyeceğiz.
Kamunun tüm harcamalarını, iktidarımızın birinci 90 gününde bütçeye taşıyacağız. Bütçe dışı tekniklerle kamu harcanması yapılmasına son vereceğiz.
Merkez Bankası liderinin, lider yardımcılarının ve konsey üyelerinin banka kanunu dışındaki bir düzenlemeyle nazaranvden alınmasını engelleyeceğiz.
TÜİK’in yayınladığı istatistiklerin akademisyen ve uzmanlardan oluşan kurullar tarafınca inanç testine tabi tutulmasını zarurî hale getireceğiz.
DEVA Partisi iktidarının birinci 90 gününde, Türkiye Varlık Fonu’nu kapatacağız. Hazine birliğini bozan, borçlanmayı arttıran ve tam bir kara delik haline dönüşen Varlık Fonu’nu tarihin utanç sayfalarına yazacağız.
‘Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki siyaset heyetlerine kilit vuracağız’
Kamu özel işbirliği projelerindeki usulsüzlük ve yolsuzlukların takipçisi olacağız. Bu projelerin tamamını teknik, idari, tüzel ve yasama kontrolüne tabi tutacağız. Bu milletin bir damla alın terinin, heba edilmesine müsaade etmeyeceğiz.
‘ÖTV’yi kaldıracağız KDV’yi indireceğiz’
Haksız gelir dağılımına ve istikrarsız kaynak tahsisine yol açan uygulamalarla uğraş edeceğiz. Bu gayeyle, imar kaynaklı rantları vergilendireceğiz.
Ücretliler üstündeki vergi yükünü azaltacağız. Taban fiyatla, düşük fiyatla çalışanların eline geçen fiyatın ölçüsünü arttıracağız. Temel gereksinim hususları üstündeki ÖTV’yi kaldıracağız, KDV’yi indireceğiz.
‘Defalarca uyardık’
Biz vaktinde kara bir kışın yaklaştığını vurguladık. Ekonomik olarak da karanlık bir kışın yaklaştığını her yerde söylemiş olduk, tekraren uyardık. En son daha hava kuralları kötüleşmeden 24 Kasım 2021’de teklif paketi deklare ettik. Hükümete ‘Bir an evvel yapın’ dedik.
Bugün deklare ettiğımı 119 unsurdan oluşan aksiyon planımız Türkiye’yi güçlü, saygın bir ülke yapmamızda kilometre taşı olacak. Ülkemizi daha evvelki krizlerden nasıl çıkarttıysak bugünkü krizlerden çıkarmak da inşallah bize nasip olacak.”