"Deniz salyasının artışı ile birlikte zehirli maddeler ortaya çıkabilir"
Marmara Denizi'nde Ocak ayından beri etkili olan müsilaj yaygın olarak görülmeye devam ediyor. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Doç. Dr. Muharrem Balcı, deniz salyası ile birlikte bazı zehirli mikroorganizmaların ortaya çıkabileceğini söyledi. Balcı, "Midyeler bu zehirli maddeleri biriktirir ve soframıza kadar gelir. Bu midyeyi yediğiniz anda felç bile geçirebilirsiniz" açıklamasında bulundu.
Marmara Denizi'nde deniz salyası olarak bilinen müsilaj yaygın olarak görülmeye devam ederken, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Doç. Dr. Muharrem Balcı'dan endişe verici bir açıklama geldi.
Muharrem Balcı, "Bu gidişle küresel ısınmanın etkisi daha da arttığı için deniz salyası ile birlikle bazı özel mikroorganizma grupları ortaya çıkacaktır. Bu mikroorganizmalar oldukça zehirlidir. Bu zehirli maddeler bazı balıkları daha çok bazı balıkları daha az etkiler. Mesela midye zehirli maddelerden daha az etkilenir. Midyeler bu zehirli maddeleri biriktirir ve soframıza kadar gelir. Bu midyeyi yediğiniz anda felç bile geçirebilirsiniz" dedi.
Marmara Denizi'nde sık sık ortaya çıkan deniz salyası olarak bilinen müsilaj, deniz yüzeyini kaplayarak hem deniz canlılarının hem de vatandaşların hayatını olumsuz etkiliyor. Her geçen gün etkisini artıran deniz salyası, tedirgin ediyor.
Deniz salyasının bu şekilde artışının insan sağlığı üzerinde de etkili olacağını belirten İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Doç. Dr. Muharrem Balcı, "Deniz salyası, deniz ortamında oluşan mikroorganizmaların aşırı artış göstererek ortama salgıladıkları organik bileşikler sonucunda oluşuyor. Bu organik bileşikler suyla temas ettiklerinde şişiyor, gözle görünür hale geliyor ve deniz salyası oluşuyor. Deniz salyasının oluşması için bazı özel koşullara ihtiyaç vardır. Bu özel koşullar için yüksek derece de azot ve fosfat girdisi ve su sıcaklığına ihtiyaç vardır" diye konuştu.
Deniz salyasının son zamanlarda artış göstermesinin nedeninin deniz kirliliği olduğunu kaydeden Doç. Dr. Balcı, "Son zamanlarda artış gösteren deniz salyası süreci yaklaşık 20 yıllık bir süreyi kapsar. Deniz salyası küresel ısınmanın bir sonucudur. Normalde deniz salyası mevsimsel olarak belli bir oranda artar. Hatta bu iyi bir şeydir. Ancak şu an geldiğimiz noktada insan etkisi ile birlikte koşullar bozulduğu için deniz salyasında artış yaşanıyor. Bu artış ile birlikte devreye bakteriler de giriyor ve sonuçta deniz salyası oluşuyor. Son zamanlarda bu kadar artış göstermesinin nedenlerinden biri denizlerimizin çok kirli olması. Yetkililerin bir an önce bu kirlilik kaynaklarının tespit edip etmesi lazım"
"Bizler bu kirlilik kaynaklarını bilinenler ve bilinmeyenler olarak ikiye ayırıyoruz. Derin deşarjla, sanayi atıkları, evsel atıklar bir de üzerine küresel ısınmanın etkilisiyle deniz suyu sıcaklığındaki artış eklenince deniz salyası aşırı artış göstermeye başlıyor. Deniz salyasını öyle pat diye çözemeyiz. Öncelikle yetkililer tarafından bu kirlilik kaynakları belirlenmeli. Atıksu arıtma tesisleri gözden geçirilmeli. Özellikle sanayi bölgelerinin atık su tesisleri ne kadar çalışıyor bunlar bilmemiz gerekir" şeklinde konuştu.
Deniz salyasının aynı sıklıkla görülmeye devam edilmesi halinde yaşanacakları da anlatan Doç. Dr. Balcı, şunları söyledi:"Deniz salyası için ilk beklenen durum deniz dibine çökmesidir. Deniz salyası deniz tabanına çöktükten sonra denizde bulunan tüm canlı yaşamına son vermektedir. Oksijenin olmadığı ortamda büyük oranda dip ölümleri olmaktadır. Aynı zamanda deniz salyası balıkların solungaçlarını tıkayarak, boğulmalara neden olur. Ancak bu gidişle küresel ısınmanın etkisi daha da arttığı için deniz salyası ile birlikle bazı özel mikroorganizma grupları ortaya çıkacaktır. Bu mikroorganizmalar oldukça zehirlidir. Bu zehirli maddeler bazı balıkları daha çok bazı balıkları daha az etkiler. Mesela midye zehirli maddelerden daha az etkilenir. Midyeler bu zehirli maddeleri biriktirir ve soframıza kadar gelir. Bu midyeyi yediğiniz anda felç bile geçirebilirsiniz. Bu zehirli maddelerin birçoğu ısı ile bozulmamaktadır. Bir midyeyi ne kadar pişirirseniz pişirin eğer midyeyi hasat edilen yerlerde zehirli maddeler varsa zehir ile karşı karşıya kalabilirsiniz"
Erdek Körfeziyle birlikte Bandırma ve Marmara Denizi’ne kıyısı olan birçok ilde görülen müsilajın turizmi etkileyeceğini kaydeden Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı ise, müsilajın aylardır balıkçılığı etkilediğini şimdi de turizmi etkileyebileceğini söyledi.
Sarı, "Yaz sezonuna giriyoruz. İnsanlar şu anda İstanbul’dan, Ankara’dan, Türkiye’nin farklı yerlerinden yazlıklarına geldiler. Ege ve bölgesinde, Marmara Denizi çevresinde, Adalarda insanlar yaz sezonu öncesinde yoğunlaştılar. Şimdi burada insanlar nasıl denize girecekler. Burası bir plaj, bu plajda nasıl denize girilecek? Dolayısıyla müsilaj çok boyutlu etkilere sahiptir. Bir taraftan Ocak ayından beri balıkçıları perişan etti. Balıkçılar ağ atamaz hale geldi, çok ciddi zararları söz konusu oldu. Bunların zararlarının telafi edilmesi için bir önlem geliştirilmesi gerekiyor. Şimdi ayrıca turizm sezonu başladı. Büyük bir hevesle, heyecanla deniz kıyısındaki yazlığına gelen insanlar şimdi bununla karşılaştılar ve denize giremeyecekler. İkinci etapta da turizmi vuracaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Alıntıdır
Marmara Denizi'nde Ocak ayından beri etkili olan müsilaj yaygın olarak görülmeye devam ediyor. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Doç. Dr. Muharrem Balcı, deniz salyası ile birlikte bazı zehirli mikroorganizmaların ortaya çıkabileceğini söyledi. Balcı, "Midyeler bu zehirli maddeleri biriktirir ve soframıza kadar gelir. Bu midyeyi yediğiniz anda felç bile geçirebilirsiniz" açıklamasında bulundu.
Marmara Denizi'nde deniz salyası olarak bilinen müsilaj yaygın olarak görülmeye devam ederken, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Doç. Dr. Muharrem Balcı'dan endişe verici bir açıklama geldi.
Muharrem Balcı, "Bu gidişle küresel ısınmanın etkisi daha da arttığı için deniz salyası ile birlikle bazı özel mikroorganizma grupları ortaya çıkacaktır. Bu mikroorganizmalar oldukça zehirlidir. Bu zehirli maddeler bazı balıkları daha çok bazı balıkları daha az etkiler. Mesela midye zehirli maddelerden daha az etkilenir. Midyeler bu zehirli maddeleri biriktirir ve soframıza kadar gelir. Bu midyeyi yediğiniz anda felç bile geçirebilirsiniz" dedi.
Marmara Denizi'nde sık sık ortaya çıkan deniz salyası olarak bilinen müsilaj, deniz yüzeyini kaplayarak hem deniz canlılarının hem de vatandaşların hayatını olumsuz etkiliyor. Her geçen gün etkisini artıran deniz salyası, tedirgin ediyor.
Deniz salyasının bu şekilde artışının insan sağlığı üzerinde de etkili olacağını belirten İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Doç. Dr. Muharrem Balcı, "Deniz salyası, deniz ortamında oluşan mikroorganizmaların aşırı artış göstererek ortama salgıladıkları organik bileşikler sonucunda oluşuyor. Bu organik bileşikler suyla temas ettiklerinde şişiyor, gözle görünür hale geliyor ve deniz salyası oluşuyor. Deniz salyasının oluşması için bazı özel koşullara ihtiyaç vardır. Bu özel koşullar için yüksek derece de azot ve fosfat girdisi ve su sıcaklığına ihtiyaç vardır" diye konuştu.
Deniz salyasının son zamanlarda artış göstermesinin nedeninin deniz kirliliği olduğunu kaydeden Doç. Dr. Balcı, "Son zamanlarda artış gösteren deniz salyası süreci yaklaşık 20 yıllık bir süreyi kapsar. Deniz salyası küresel ısınmanın bir sonucudur. Normalde deniz salyası mevsimsel olarak belli bir oranda artar. Hatta bu iyi bir şeydir. Ancak şu an geldiğimiz noktada insan etkisi ile birlikte koşullar bozulduğu için deniz salyasında artış yaşanıyor. Bu artış ile birlikte devreye bakteriler de giriyor ve sonuçta deniz salyası oluşuyor. Son zamanlarda bu kadar artış göstermesinin nedenlerinden biri denizlerimizin çok kirli olması. Yetkililerin bir an önce bu kirlilik kaynaklarının tespit edip etmesi lazım"
"Bizler bu kirlilik kaynaklarını bilinenler ve bilinmeyenler olarak ikiye ayırıyoruz. Derin deşarjla, sanayi atıkları, evsel atıklar bir de üzerine küresel ısınmanın etkilisiyle deniz suyu sıcaklığındaki artış eklenince deniz salyası aşırı artış göstermeye başlıyor. Deniz salyasını öyle pat diye çözemeyiz. Öncelikle yetkililer tarafından bu kirlilik kaynakları belirlenmeli. Atıksu arıtma tesisleri gözden geçirilmeli. Özellikle sanayi bölgelerinin atık su tesisleri ne kadar çalışıyor bunlar bilmemiz gerekir" şeklinde konuştu.
Deniz salyasının aynı sıklıkla görülmeye devam edilmesi halinde yaşanacakları da anlatan Doç. Dr. Balcı, şunları söyledi:"Deniz salyası için ilk beklenen durum deniz dibine çökmesidir. Deniz salyası deniz tabanına çöktükten sonra denizde bulunan tüm canlı yaşamına son vermektedir. Oksijenin olmadığı ortamda büyük oranda dip ölümleri olmaktadır. Aynı zamanda deniz salyası balıkların solungaçlarını tıkayarak, boğulmalara neden olur. Ancak bu gidişle küresel ısınmanın etkisi daha da arttığı için deniz salyası ile birlikle bazı özel mikroorganizma grupları ortaya çıkacaktır. Bu mikroorganizmalar oldukça zehirlidir. Bu zehirli maddeler bazı balıkları daha çok bazı balıkları daha az etkiler. Mesela midye zehirli maddelerden daha az etkilenir. Midyeler bu zehirli maddeleri biriktirir ve soframıza kadar gelir. Bu midyeyi yediğiniz anda felç bile geçirebilirsiniz. Bu zehirli maddelerin birçoğu ısı ile bozulmamaktadır. Bir midyeyi ne kadar pişirirseniz pişirin eğer midyeyi hasat edilen yerlerde zehirli maddeler varsa zehir ile karşı karşıya kalabilirsiniz"
Erdek Körfeziyle birlikte Bandırma ve Marmara Denizi’ne kıyısı olan birçok ilde görülen müsilajın turizmi etkileyeceğini kaydeden Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı ise, müsilajın aylardır balıkçılığı etkilediğini şimdi de turizmi etkileyebileceğini söyledi.
Sarı, "Yaz sezonuna giriyoruz. İnsanlar şu anda İstanbul’dan, Ankara’dan, Türkiye’nin farklı yerlerinden yazlıklarına geldiler. Ege ve bölgesinde, Marmara Denizi çevresinde, Adalarda insanlar yaz sezonu öncesinde yoğunlaştılar. Şimdi burada insanlar nasıl denize girecekler. Burası bir plaj, bu plajda nasıl denize girilecek? Dolayısıyla müsilaj çok boyutlu etkilere sahiptir. Bir taraftan Ocak ayından beri balıkçıları perişan etti. Balıkçılar ağ atamaz hale geldi, çok ciddi zararları söz konusu oldu. Bunların zararlarının telafi edilmesi için bir önlem geliştirilmesi gerekiyor. Şimdi ayrıca turizm sezonu başladı. Büyük bir hevesle, heyecanla deniz kıyısındaki yazlığına gelen insanlar şimdi bununla karşılaştılar ve denize giremeyecekler. İkinci etapta da turizmi vuracaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Alıntıdır